Butik Oteller İçin Pazarlama Rehberi

Bu yazı, Mayıs 2017 Hotel Dergisi’nde yayınlanmıştır.

Gerek Google’da çalıştığım dönem, gerek sonrasındaki e-ticaret deneyimlerim bana hep “Her 1 liradan en yüksek verimi almak gerektiğini” öğretti. Özellikle dijital reklam yapıyorsanız, ölçebildiğiniz için hassasiyet daha fazla oluyor. İşin güzel tarafı, 10 yıllık pazarlama serüvenimde giderek dijital dışı kanalların da bu noktaya yükseldiğini gözlemleme şansı yakalamış oldum. Bir zamanlar küçük e-ticaret siteleri, son 1 yıldır da butik otellerden aynı soruyu duyuyorum. “Gizem Hanım bloğunuzda, x dergideki makalenizde yazmışsınız tamam da… bizim o kadar bütçemiz yok. Pazarlama yapmadan da iş büyümüyor” Biraz sohbet edelim istedim bu yazımda, tam da bu sebeple.

 

Düşük reklam bütçesi, titiz medya planlaması

Dijital dönüşümle beraber, küçük markalar ilk defa büyük bütçesi olan büyük markalarla en azından medya aracı kullanımı olarak eşit şartlara kavuştu. Ne demek mi istiyorum? Küresel otel zincirleri de Facebook sayfası yönetiyor, siz de. Onlar reklam bütçesi ayırarak seslerini daha çok duyurabiliyor. Ancak butik otellerin başka bir şansı var: Büyük markaların hedef kitleleri daha büyüktür. Daha gri bir alanda çalışmak zorundalardır. Butik bir otel, markasının sınırlarını iyi belirlediyse, biraz pazarlama desteği ile doğru hedefleme yapabilir.

Yeniliklere hızlı adaptasyon
Dijital alanda sahip olduğunuz her alan (yani web sitesi, mobil uygulama, sosyal medya hesapları, vb.) aslında içeriğini kendiniz ürettiğiniz birer medya aracıdır. Bu araçları ne kadar yeni tutarsanız, yenilikleri ne kadar hızlı takip ederseniz o kadar fark yaratırsınız.

Deneyimin kişiselleştirilebilmesi
Birçok akademik çalışma ve saha araştırması, bireylerin markaların onlar için özelleştirdiği deneyimleri tercih ettiklerini gösteriyor. Dijitalleşme bize bu gücü verdikçe, markalardan da bunu istemeye başladık. Web siteniz, sosyal medya hesaplarınız, mobil uygulamanız da kişilere özel alanlar içermeyi başardığında; önemli bir pazarlama değeri elde etmiş olacaksınız. Bu noktada biraz muallak konuştuğumu farkındayım. Demiştim ya “sohbet edelim istedim” konuştukça açılıyorum.

Neler yapabilirsiniz?

Bir etkileşim kanalı olarak İnternet
Biz yeni nesil reklamcılar, dijitalin de hayatımızda yer edinmesi sonucu, medya kanallarını temelde ikiye ayırıyoruz. Nasıl Türkçeleştirmek gerektiğinden emin olamadığım için sıcak ve soğuk kanallar diyebiliriz. Soğuk kanallar, hedef kitlenizin reklam içeriğinizi gördüğü zaman sizinle etkileşime geçemediği mecradır. Televizyon, radyo, billboard gibi. Sıcak kanallar ise tam tersidir. İnternet gibi. Burada hedef kitlenizin dikkatini satın almaz, dikkatini çekersiniz. Dikkati çektiğiniz her an değerlidir, çünkü bu kişilerin sizinle etkileşime geçme şansı vardır. Dikkatlerini çekmek için yaratıcı içeriklere ihtiyacınız var. Özgür ruhlu olun. Sık sık haber olan sosyal medya kanallarını düşünün, hep şeffaf bir tarzla düşüncelerini dile getirdikleri için seviliyorlar. Bir otelle hiç ilgisi olmayan bir sektörün markaları da size ışık tutabilir. Kendinizi turizm ile kısıtlamayın ve İnternet’in değerli bilgi kaynaklarını inceleyin.

Datanın ruhu: CRM

Alman Konsolosluğu’na komşu yaşadığım 2014’te, evimin kapısında bir not bulmuştum. Özetle “Maç izleyeceğiz, biraz ses gelirse şimdiden özür dileriz. Almanya Federal Cumhuriyeti Konsolosluğu” yazıyordu. Futbola hiç merakım olmadığı halde, böyle nazik bir not alınca neler oluyor diye biraz İnternet’i kurcalamıştım. Sonunda Almanya şampiyon oldu ve ilginç bir haber ilgimi çekti. Almanya, bu sürecin tamamını big data ile yönetmişti. Yani lige dair tüm geçmiş ve mevcut datayı bir sistemle takip ediyor ve buna göre kararlar alıyorlardı. Pazarlama, iş yönetimi dergileri, popüler iş kitapları bir süre big data konusunu çok konuştu. Bir şekilde görmüşsünüzdür. Çok konuşunca konu eskir ama biz bu konuyu bugün masaya geri getirelim. Big data, bence büyük markaların alanı. Çünkü çok fazla misafirleri ve senaryoları oluyor. Oysa butik bir otelin müşterileri yarı data yarı etten kemiktendir. Big data sahibi olmak (ve yönetebilmek) ayrı bir şans, küçük dataya sahip olmak ayrı bir şanstır. Özetle: Lütfen CRM’e sırtınızı dönmeyin. Misafir yorumları, misafir harcamaları ve alışkanlıkları, anketler… Bütün bunları birbiriyle mümkün olduğunca tek potaya toplamaya çalışın. Bunun için teknolojiye ve yazılımlara açık olun. Kaliteli yazılımlar hayatınızı kolaylaştırır, kolaylaştırmıyorsa zaten yanlış bir şeyler vardır. Ve tabii ki bu datadan çıkan sonuçlarla, mümkün olduğunca özelleştirilmiş iletişimler kurun. Etkisini göreceksiniz.

Mobil telefonlar: beynimizin, kalbimizin, gözlerimizin uzantısı

Telefonunuz elinizde, maillerinize baktınız, Instagram’a girdiniz, WhatsApp’tan birkaç mesaj gönderdiniz. Sonra birine telefon etmeniz gerektiği aklınıza geldi. Telefonunuzu aradığınız oluyor mu? Umarım yalnız değilimdir. Reklam dünyasına yön veren, yeni nesil kabul edilebilecek düşünürlerden biri olan McLuhan, “araç, insanın uzantısıdır” der. Araba, ayaklarınızın uzantısıdır. Çünkü yürüyerek gidebileceğiniz bir yere, araba ile gidersiniz. Gözlük, gözün uzantısıdır. Çünkü görme kalitenizi artırır. Peki telefon? Beynimiz, kalbimiz, gözlerimiz, kulağımız… Ne kadar güçlü bir araç değil mi? Web sitenizin Google Analytics (bu konuda bir fikriniz yoksa ya da azsa, başka bir köşe yazısının konusu olmalı, zira çok önemli) hesabına bakın. Trafiğin en az yarısı mobil değilse, tüm dünyanın tersinde bir noktadasınız demektir. Web siteniz mobil uyumlu değilse, bu yazıyı okumayı bırakıp, hemen web sitenizi yeniletin. Ama lütfen İnternet’in kurallarına uygun, arama sonuçlarına uyumlu, mobil uyumlu bir web sitesi yapacak profesyonelleri tercih edin. Ve mobil uygulamalar. Diyelim mobil uyumlu bir web siteniz var. Özel bir deneyim sunmak istediğiniz misafirlerinizin, sizinle mümkün olduğunca kalıcı bir iletişimi olmasını istiyorsanız, otelinize özel mobil uygulama oluşturarak bunu sağlayabilirsiniz. Bu noktada, sizin yönetebileceğiniz bir yönetim paneli olmasının yanı sıra, iki gün sonra ortadan kaybolmayacak, köklü yazılım şirketlerini tercih etmelisiniz. Toparlayacak olursam; kısıtlı pazarlama bütçeniz ile ne yapacağınızı düşünürken zaman kaybetmeyin. Otelinizi farklılaştıran noktaları belirleyin ve buna göre bir senaryo kurun. Bu senaryoya sahip olduğunuzda, fikirler ve olasılıklar hızla oluşacaktır.