TÜRSAB Voice Arcadias Tech Insider
Bu yazı, TÜRSAB Voice 3. sayıda yayınlandı.
Merhaba, muhtemelen bu yazıyı gözlerinizi yormayan, güzel bir kâğıttan okuyorsunuz. En çok birkaç dakika sonra telefonunuz titreşecek ve dikkatiniz dağılacak. Yazının sonuna kadar beraber kalabilirsek, Dünya genelinde çok kısıtlı bir kitlenin içinde olacaksınız. Umarım başarabiliriz. Ben de telefonu uçak moduna alarak yazabiliyorum. Çünkü teknoloji sürekli dikkatimizi dağıtıyor.
İlk yazı sebebiyle size kısaca kendimden bahsedeceğim. “İlgilenmiyorum” derseniz, bir sonraki paragrafa geçmeniz yeterli. Bilgisayarlarla 4 yaşında tanıştım. Büyük disketlerin (fotoğrafta en soldaki) kullanıldığı bir bilgisayarla başladım. CD sürücüyü ilk gördüğüm anı unutamıyorum. Doğal olarak üniversitede kendimi mühendislikte buldum. Hollanda’da yazılım okudum. Master ve doktorayı reklamda devam ettirdim. Sonra Google’da çalıştım. Artık kongre turizmine özel yazılımlar geliştiren Arcadias Tech’te yönetici ortak olarak çalışıyorum.
Turizm dergisinin içinde teknoloji köşesi olmasını yadırgamayın. Yaklaşık 10 yıl içinde, teknoloji ile ilgisi olmayan günlük eşyalarınızla vedalaşacaksınız. Kalem, basılı kitap, vesaire… Aklınıza ne geliyorsa. Teknoloji ile nefes alıp veriyorum, işim yazılım ve yine de bu fikir beni de rahatsız ediyor.
Bunları belki ileride konuşma şansımız olur. Artık bu köşenin bana ayrılmış olmasının sebebine geçiyorum. Sizinle her sayıda, güncel teknolojik olayları paylaşacağım. Türkiye’de olan biteni bir yerlerden duyma şansınız olur. Biz, Dünya çapındaki konulara bakalım.
Eylül 2019 – Uçaklar, havayı kirletiyor. Çözüm: Zeplin (Kaynak: Journal of Energy Conservation and Management)
Avusturya’da bir grup bilim insanının yaptığı bir çalışmaya göre, zeplinler teknolojik olarak geliştirilerek karbon ayak izi çok daha düşük bir hava taşıma aracı üretilebilir. Böylece hem insan hem kargo taşımacılığı temiz hâle getirilebilir.
Günümüzde hava taşımacılığın, atmosferin en büyük düşmanlarından biri olduğunu bildiğimiz düşünülünce; en kısa zamanda ticarî bir sonuca kavuşmasını diliyorum.
25 Ekim 2019 – Google, yeni bir arama motoru algoritması geliştirdi: BERT Kaynak: Google Blog
Birazdan yazacağım paragrafı, bir gün Türk bir şirket için de yazmayı diliyorum.
Google, yeni bir arama motoru algoritması geliştirdi. Adı BERT. NLP ile yazıldı.1 Bu algoritma, Nature’da yayınlandı.2
- NLP, “evrene sipariş ver, istediğin ayağına gelsin” olan NLP değil. Natural Language Processing demektir. Birazdan anlatacağım.
- Nature özetle, Dünya’nın en prestijli akademik yayınlarından biridir.
BERT’in NLP ile yazılmış olması; aramalarımızı yorumlayan ve bizim için en doğru sonuçları listeleyebilen bir akıl ile tanışacağımız anlamına geliyor. Sadece sözcüklere göre değil, ne demek istediğimize göre sonuçlarla karşılaşacağız.
Doğru sonuçlara ulaşmak için, daha fazla sözcük eklemek veya sayfalarca ilerlemek zorunda kalmayacağız.
31 Ekim 2019 – Rusya, dışarıya kapalı bir İnternet kurmayı planlıyor. (Kaynak: PCMag)
Dünya ile bağı tamamen kopuk olacak ve hedeflenen tarih Kasım 2019. Resmî kurumlar, Dünya’daki siber savaştan uzak kalmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Fakat böyle haberlerde hemen şunu düşünmek gerek: Teknoloji şirketleri neredeyse tüm ülkelerde bir şekilde var. Rusya, bu bağları nasıl koparacak?
Mesela Çin’in dev e-ticaret sitesi AliBaba (AliExpress olarak da biliyor olabilirsiniz) ile kopmak gibi, halkı ilgilendiren ve basit görünen bir mesele bile, iki ülke arası ilişkiyi etkiler mi? Düşünmek gerek.
Русский с китайцем — братья навек: Ruslar ve Çinler – Sonsuza Dek Kardeştir!
Mesela, Yandex kullanan bir Türk şirketinin maillerine ulaşamamasının yaratacağı iş kaybını kim çözer? Düşünmek gerek.
Hassas konular. Geçtim.
5 Kasım 2019 – Google, FitBit’i $2,1 milyara satın aldı. (Kaynak: OneZero)
Keşke şu an siz bunları okurken, iletişime geçebilseydik ve size duyabilseydim. Bu satırları okuyan kaç kişinin kolunda akıllı telefona bağlı saati var, merak ediyorum.
Damacananın su pompasının bile dijitalini bulup alan benim için şahsen çıktığı ilk andan itibaren akıllı saatler, yeni bir dijital oyuncaktı. Başta çok da anlamlı değildi. Sonra hayatımı kolaylaştırmaya başladı. Hem heyecanlanıyorum hem korkuyorum, aynı gemideyiz merak etmeyin.
“Google kendi yazamaz mıydı bunların yazılımını? Neden satın almış?” diye sorabilirsiniz. Nedense bizim ülkemizde yazılıma dair böyle genel bir yanılgı vardır.
Oysa bakın Google bu manevra ile neyi önledi:
- Kuzey Amerika’da FitBit’in pazar payı 24%, Apple’ın ise 37%.
- Giyilebilir teknolojide saat, büyük oranda sağlıklı yaşam destekleyici özellikleri ile ön plana çıkıyor. Kalp atışı, hareket takibi, nefes, meditasyon, vs.
- iWatch alan birinin iPhone’a geçmeme şansı yok.
- Kısacası, Google’ın Android pazarını korumak için, FitBit’i satın almalıydı.